Cemaat kelimesinin söylenmeye dahi çekinildiği bir ülkede yaşıyoruz. Üstelik bu olaylar Şeriat'i yavaş yavaş getirecek(?) bir hükumetin döneminde gerçekleşiyor.
Bu dindar hükumetin ve reislerinin Laikliği ve Demokrasiyi hararetle savunmakta olduğu bu dönemde bizlerin 30 yıldır verdiği Tevhid mücadelesi de algı operasyonları ile cemaat mücadelesi şeklinde lanse ediledursun, insanoğlu halen beşeri ideolojilerden medet ummakta.
Bazıları komünizm Laiklik, demokrasi, faşizm, kemalizm, vb fikirlerden bir veya bir kaçıyla bir yerlere varabileceğini düşünüyorlar.
Üstelik tüm bu fikirleri savunan kişilerin tamamına yakını İslam ve Allah inancı olan kimseler...
İşte burada bir not düşelim, bizim bu güne kadar bir yerden yardım, destek, para, ihale vb. şeyler aldığımızı gören varsa buyursun hodri meydan. Ancak aksine bilinmelidir ki, liderimiz Alparslan KUYTUL Hocaefendi de dahil olmak bu cemaate girenler, ellerindeki tüm dünyalıkları kaybedip, üstüne bir de hürriyetlerini ve dahi canlarını gözden çıkararak girmişler ve girmektedirler.
Dünyalık peşinde koşanlar bizden fayda görmeyeceklerini bildikleri için pek yanımıza yaklaşmazlar.
Zira davamız "cemaat" dediğimiz şeyi merkeze almamaktadır, ve cemaatin bekası diye bir derdimiz de yoktur. Savunduğumuz şey cemaatlerin de devletlerin de üzerindedir. Ve biz yapmazsak Allah başkalarının eliyle bu davayı sürdürecektir.
İşte burada bir not düşelim, bizim bu güne kadar bir yerden yardım, destek, para, ihale vb. şeyler aldığımızı gören varsa buyursun hodri meydan. Ancak aksine bilinmelidir ki, liderimiz Alparslan KUYTUL Hocaefendi de dahil olmak bu cemaate girenler, ellerindeki tüm dünyalıkları kaybedip, üstüne bir de hürriyetlerini ve dahi canlarını gözden çıkararak girmişler ve girmektedirler.
Dünyalık peşinde koşanlar bizden fayda görmeyeceklerini bildikleri için pek yanımıza yaklaşmazlar.
Zira davamız "cemaat" dediğimiz şeyi merkeze almamaktadır, ve cemaatin bekası diye bir derdimiz de yoktur. Savunduğumuz şey cemaatlerin de devletlerin de üzerindedir. Ve biz yapmazsak Allah başkalarının eliyle bu davayı sürdürecektir.
(Zaten Engellenme sebebimiz olmakla beraber) biz diyoruz ki;
Ey kardeşim! küçüklükten beridir babadan dededen tuvalete hangi ayakla gireceğini, evden hangi ayakla çıkacağını dahi duyduğun İslami kaidelerin;
- Bir devletin nasıl yönetileceği,
- Ceza hükümlerinin nasıl uygulanacağı,
- Ticari kaidelerde hangi kanunların olması gerektiği,
- Sosyal ilişkilerin nasıl düzenleneceği,
- Ve dahi İslam devletinin nasıl kurulacağı
Dedemizden bir lokma yemeğin kaç kere çiğnemesi gerektiğini defaatle anlatıldığını duyup da İslam'ın hükmeden sosyal, ekonomik, cezai bir yapı olduğunu duymamanız bunun İslam'da olmadığı anlamına gelmez.
İnsanlar İslam'ın bu boyutunu bilmedikleri ve mıymıntı bir din anlatıldığı için İslam’ı uhrevi olarak görmekte ve diğer alanlarda İnsanoğlu şaşar-beşerinin ürettiği hükümleri almakta ve her seferinde daha da kötüye gitmekte.
Oysaki 5 dakika sonrasında ne olacağını bilmeyen insanın üreteceği yasadan ne hayır gelebilir ki.
Diğer tarafta zamanın ve insanın yaratıcısı Allah kıyamete kadar geçerli olmak üzere bir din göndermiş.
Bu din ile ne zaman hükmedilmiş ise o beldede yaşayan Müslüman olsun olmasın herkese refah sağlanmış, ne zaman da tembellik gösterilmiş zelil olmuşlardır.
Öte yandan öve öve bitiremedikleri bütüm izm'ler insanların elinde patlamış ve kaostan başka birşey getirmemiştir.
Göklere yükseltilen komünizm'in kanlı geçmişi çok da uzakta değildir. Üstelik devlet uygulamasındaki hantallığı ve bir türlü o hedeflenen son aşamaya geçemeyişi de ayrı bir durumdur.
Bu diğer fikirler için de böyledir. Demokrasi adı altında insanlar helvadan putlar misali önce bir yasa üretiyorlar ve birkaç yıl sonra da o yasayı yerden yere vurup yenisini çıkarmak istiyorlar.
Biz de diyoruz ki. Biz daha fazla insanların hezeyanlarına katlanmak istemiyoruz.
Allah'ın emrettiği gibi yönetilmek istiyoruz.
Kur'an-ı Kerim'i bu pencereden incelediğinizde aslında bir çeşit Anayasa da barındırdığını göreceksiniz.
İslam; iyiliği sadece tavsiye etmez, teşkilat ve hüküm noktasında da yapılacakların ve yapılmayacakların sınırlarını çizer. İslam dinini teoride ve pratikte inceleyenler ne derece ince ve keskin bir yönetim ve adalet anlayışının olduğunu ve zulme izin vermeyeceğini;
Bu dine mensup olan bir Müslümanın da zulmün hiçbir türlüsüne razı olamayacağını anlayacaktır.
İslam; iyiliği sadece tavsiye etmez, teşkilat ve hüküm noktasında da yapılacakların ve yapılmayacakların sınırlarını çizer. İslam dinini teoride ve pratikte inceleyenler ne derece ince ve keskin bir yönetim ve adalet anlayışının olduğunu ve zulme izin vermeyeceğini;
Bu dine mensup olan bir Müslümanın da zulmün hiçbir türlüsüne razı olamayacağını anlayacaktır.
Bu emirler var iken bundan daha azına razı olacak değiliz.
Ve mücadelemiz de Allah'ın hükmü yeryüzünde hakim oluncaya kadar devam edecektir.
Biz bunları çok gördük diyenler. Aslında hiçbir şey görmediler. Sadece kendilerine yutturulanı gördüklerini zannettiler.
Vesselam.